VE
RAB Yeşua dedi: Korkma, ve yılgınlığa düşme; bütün cenk adamlarını kendi yanına
al, ve kalk, Aya çık; işte, Ay kıralını, ve kavmını, ve şehrini, ve memleketini
senin eline verdim;
2.
ve Aya ve kıralına, Erihaya ve onun kıralına yaptığın gibi yapacaksın; ancak
mallarını ve hayvanlarını kendiniz için çapul edeceksiniz; şehre karşı arka
tarafından pusu kur.
3.
Ve Yeşu ile bütün cenk adamları Aya çıkmak için kalktılar; ve Yeşu otuz bin
adamı, cesur yiğitleri, seçti, ve onları geceleyin gönderdi.
4.
Ve onlara emredip dedi: İşte, şehre karşı, arka tarafında pusuda yatacaksınız;
şehirden çok uzağa gitmeyin, ve hepiniz hazır durun;
5.
ve ben, ve yanımda olan bütün kavm şehre yaklaşacağız. Ve vaki olacak ki,
evelki defa olduğu gibi bize karşı çıktıkları zaman, onların önünde kaçacağız;
6.
ve biz onları şehirden ayırıncıya kadar ardımızdan kovalıyacaklar; çünkü:
Evelki defa gibi önümüzde kaçıyorlar, diyecekler; ve biz onların önünde
kaçacağız;
7.
ve siz pusudan kalkacaksınız, ve şehri alacaksınız; çünkü Allahınız RAB onu
elinize verecek.
8.
Ve vaki olacak ki, şehri ele geçirdiğiniz zaman, şehre ateş salacaksınız;
RABBİN sözüne göre yapacaksınız; işte, size emir verdim.
9.
Ve Yeşu onları gönderdi; ve pusuya girdiler; ve Beyt-el ile Ay arasında, Ayın
garb tarafında oturdular; fakat Yeşu o geceyi kavmın arasında geçirdi.
10.
Ve Yeşu sabahlayın erken kalktı, ve kavmı gözden geçirdi, ve kendisile kavmın
ihtiyarları kavmın önünde Aya çıktılar.
11.
Ve kendisile beraber olan bütün cenk adamları çıktılar ve yaklaştılar, ve
şehrin karşısına geldiler, ve Ayın şimal tarafında kondular; ve kendisile Ay
arasında bir dere vardı.
12.
Ve beş bin kadar adam aldı, ve onları Beyt-el ile Ay arasında, şehrin garb tarafında
pusuya koydu.
13.
Ve kavmı, şehrin şimalinde olan bütün orduyu, ve şehrin garbında pusuya
yatanlarını yerleştirdiler; ve Yeşu o gece derenin ortasına gitti.
14.
Ve vaki oldu ki, Ay Kıralı gördüğü zaman, şehrin adamları acele edip erken
kalktılar, ve kendisile bütün kavm, tam vaktinde, İsraile karşı Araba önünde
cenge çıktılar; fakat şehrin arkasında kendisine karşı pusu olduğunu kıral
bilmiyordu.
15.
Ve Yeşu ile bütün İsrail kendilerinin önünde bozuluyor gibi yaptılar, ve çöl
yolundan kaçtılar.
16.
Ve onların ardından kovalamak için şehirde olan bütün kavm çağırıldı; ve Yeşuun
ardından kovaladılar, ve şehirden çekilmiş oldular.
17.
Ve Ayda ve Beyt-elde İsrailin arkasından çıkmıyan kimse kalmadı; ve şehri açık
bırakıp İsrailin ardından kovaladılar.
18.
Ve RAB Yeşua dedi: Elindeki kargıyı Aya doğru uzat; çünkü onu senin eline
vereceğim. Ve Yeşu elindeki kargıyı şehre doğru uzattı.
19.
Ve pusu acele edip yerinden kalktı, ve elini uzatınca seğirtip şehre girdiler,
ve onu aldılar; ve acele ettiler ve şehre ateş saldılar.
20.
Ve Ay ahalisi arkalarına dönüp bakınca gördüler, ve işte, şehrin dumanı göklere
çıkıyordu, ve kendilerinde ne o yana ne bu yana kaçacak güç yoktu; ve çöl
yolundan kaçmakta olan kavm kovalıyanlara doğru döndü.
21.
Ve Yeşu ile bütün İsrail pusunun şehri almış olduğunu, ve şehrin dumanı
çıkmakta olduğunu görünce dönüp Ay adamlarını vurdular.
22.
Öteki İsrailîler de şehirden onlara karşı çıktılar; ve onların bazıları bu
tarafta ve bazıları o tarafta olmak üzre İsrailin ortasında kaldılar; ve
kalanlardan ve kaçanlardan kimse bırakmayıncıya kadar onları vurdular.
23.
Ve Ay kıralını diri tuttular, ve Yeşuun yanına getirdiler.
24.
Ve vaki oldu ki, İsrail, kırda, kendilerini kovalamış oldukları çölde Ay
ahalisinin hepsini öldürmeği bitirdiği, ve bitinciye kadar onların hepsi
kılıçtan geçirildiği zaman, bütün İsrail Aya döndüler, ve onu kılıçtan
geçirdiler.
25.
Ve o gün erkeklerden, ve kadınlardan düşenlerin hepsi, bütün Ay ahalisi on iki
bin kişi idi.
26.
Çünkü bütün Ay ahalisini tamamen yok edinciye kadar Yeşu kargıyı uzatmış olan
elini geri çekmedi.
27.
Ancak RABBİN Yeşua emrettiği sözüne göre İsrail o şehrin hayvanlarını ve
mallarını kendileri için çapul ettiler.
28.
Ve Yeşu Ayı yaktı, ve onu bugüne kadar ebedî bir yığın, bir virane etti.
29.
Ve Ay kıralını ağaca astı, ve akşam vaktine kadar bıraktı; ve Yeşu güneş
battığı zaman emretti, ve onun leşini ağaçtan indirdiler, ve onu şehir
kapısının girilecek tarafına attılar, ve üzerine bugüne kadar bulunmakta olan
büyük bir taş yığını yaptılar.
30.
O zaman Yeşu Ebal dağında İsrailin Allahı RABBE bir mezbah,
31.
RABBİN kulu Musanın İsrail oğullarına emrettiği, Musanın şeriat kitabında
yazılmış olduğu gibi üzerine kimsenin demir kaldırmadığı, yonulmamış taşlardan
bir mezbah yaptı; ve onun üzerinde RABBE yakılan takdimeler arzettiler, ve
selâmet takdimeleri kurban ettiler.
32.
Ve Musanın İsrail oğulları önünde yazmış olduğu şeriatin bir nüshasını orada
taşlar üzerine yazdı.
33.
Ve İsrail kavmını mubarek kılmak için RABBİN kulu Musanın evelden emretmiş
olduğu gibi, bütün İsrail, ve ihtiyarları, ve reisleri, ve hâkimleri RABBİN
ahit sandığını taşıyan kâhinlerin, Levililerin karşısında, garipler de yerliler
gibi olmak üzre, sandığın bu tarafında ve öte tarafında, yarısı Gerizim dağı
önünde, ve yarısı Ebal dağı önünde durdular.
34.
Ve ondan sonra şeriatin bütün sözlerini, bereketi ve lâneti, şeriat kitabında
yazılmış olanın hepsine göre okudu.
35.
İsrailin bütün cemaatinin, ve kadınların ve çocukların, ve aralarında yürümekte
olan gariplerin karşısında Musanın bütün emrettiklerinden Yeşuun okumadığı bir
söz kalmadı.